Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Geri olan Back kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Back ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Back kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

"I want to talk to your grandfather." "That's not possible, he died a few years back."
"Büyükbabanla konuşmak istiyorum." "Bu olanaksız, çünkü o birkaç yıl önce öldü. "

"I'll be back in a minute," he added.
"Bir dakika içinde döneceğim,"diye ekledi.

"What's the first thing you did when you woke up this morning?" "I went back to sleep."
"Bu sabah kalktığında yaptığı ilk şey nedir?" "Tekrar yatmaya gittim."

"When are you back home?" "I don't know, in about twenty minutes".
"Eve ne zaman döneceksin?" "Bilmiyorum, yaklaşık yirmi dakika içinde ".

"When does your sister come back from work?" "I don't know, but I think she'll arrive at home a few minutes before me."
"Kız kardeşin işten ne zaman dönecek?" "Bilmiyorum fakat sanırım benden birkaç dakika önce eve gelecek."

"Can I have it back?" "No."
"Onu geri alabilir miyim?" "Hayır."

I'll be back in ten minutes.
10 dakika içinde döneceğim.

I'll be back by 2:30.
2.30'a kadar döneceğim.

I expect to be back by 2:30.
2.30'a kadar dönmeyi umuyorum.

I might be back by 2:30.
2.30'a kadar geri dönebilirim.

I've got to take my library books back before January 25th.
25 Ocaktan önce kütüphane kitaplarımı geri götürmek zorundayım.

Please wait until 3:00. She'll be back then.
3:00'e kadar bekleyin. O, o zaman dönecek.

I'll be back in 30 minutes.
30 dakika içinde döneceğim.

I'll be back at half six.
6:30'da geri döneceğim.

I'll be right back with refreshments.
İçeceklerle hemen döneceğim.

I should get back inside.
İçeriye dönmeliyim.

I'd better get back inside.
İçeriye geri dönsem iyi olur.

Are you coming back in?
İçeriye geri geliyor musun?

Go back inside.
İçeriye geri git.

I'll be right back with your drinks.
İçkilerinle hemen döneceğim.

I have to go back to work.
İşe dönmeliyim.

I'd better get back to work.
İşe dönsem iyi olur.

Get back to work, you lazy bum!
İşe geri dön, seni tembel serseri!

Get back to work.
İşe geri dönün.

Let's get back to business.
İşe geri dönelim.

I want a hot shower before I go back to work.
İşe geri dönmeden önce sıcak bir duş istiyorum.

I've got to get back to work.
İşe geri dönmeliyim.

I'll let you get back to work.
İşe geri dönmene izin vereceğim.

Go back to work.
İşe geri git.

I want my job back.
İşimi geri istiyorum.

I can fall back on my savings if I lose my job.
İşimi kaybedersem tasarruflarıma başvurabilirim.

Bring it back when you are through.
İşin bittiğinde onu geri getir.

Go back to your work.
İşine geri dön.

He came back two days late.
İki gün geç döndüm.

Come back in two days.
İki gün içinde geri gel.

I will be back in two week's time.
İki haftalık süre içinde geri döneceğim.

I'll be back in two hours.
İki saat içinde geri döneceğim.

He walked back and forth.
İleri geri büyüdü.

The men will be happy if they get anything back.
İnsanlar bir şeyi geri alırsa, mutlu olacaktır.

People used to laugh at him behind his back.
İnsanlar onun arkasından ona gülerdi.

There was no internet back then.
İnternet yoktu o zaman.

Stand back from the rope.
İpten geride dur.

Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.

When are you going back to Italy?
İtalya'ya ne zaman geri dönüyorsun?

Before going back to work, I decided to rest a little.
Çalışmaya geri dönmeden önce biraz dinlenmeye karar verdim.

I've made up my mind to give back all the money I stole.
Çaldığım bütün paraları geri vermeye karar verdim.

While doing the wash she found a condom in the back pocket of her son's pants.
Çamaşır yıkarken oğlunun pantolonunun arka cebinde bir prezervatif buldu.

I gave the bag back to Ken.
Çantayı Ken'e geri verdim.

Don't hold back.
Çekinme.

The boy entered by the back door.
Çocuk arka kapıdan girdi.

The boy ran away without looking back.
Çocuk arkasına bakmadan kaçtı.

The boy came back.
Çocuk geri döndü.

As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.
Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.

The boys are throwing a ball in the back yard.
Çocuklar arka bahçede top fırlatıyorlar.

Children are playing at the back of the house.
Çocuklar evin arkasında oynuyor.

Children go back to school in autumn.
Çocuklar Sonbaharda okula geri giderler.

Our kids are all tucked in. Now we can kick back and relax.
Çocukların hepsi içerdeler, Şimdi istirahat edebilir ve dinlenebiliriz.

I asked the boy to throw the ball back.
Çocuktan topu geri yollamasını istedim.

You smoke far too much. You should cut back.
Çok fazla sigara içiyorsun. Azaltmalısın.

She will come back before long.
Çok geçmeden o geri gelecektir.

To put it bluntly, the reason this team won't win is because you're holding them back.
Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır.

He sent the letter back unopened.
Açmadan mektubu geri gönderdi.

I carried the heavy bag on my back.
Ağır çantayı sırtımda taşıdım.

She's supposed to be back by lunchtime.
Öğle yemeği saatine kadar burada olması gerekiyor.

You are supposed to be back by noon.
Öğleye kadar dönmelisin.

The student came back from London.
Öğrenci Londradan geri geldi.

The students are back.
Öğrenciler geri döndü.

The teacher patted me on the back.
Öğretmen sırtıma hafifçe vurdu.

The young sorceress was ordered to turn Tom back into a human, after the teachers learned of her prank.
Öğretmenler onun eşek şakasını öğrendikten sonra genç büyücü kadına Tom'u tekrar bir insana döndürmesi buyruldu.

Abraham Lincoln went back to Washington that night.
Abraham Lincoln, o gece Washington'a geri döndü.

In an emergency you can fall back on your savings.
Acil bir durumda birikimlerine baş vurabilirsin.

An urgent telegram brought her hurrying back to Tokyo.
Acil bir telgraf onu Tokyo'ya aceleyle geri getirdi.

He gave back all the money he had borrowed.
Ödünç aldığı tüm parayı geri verdi.

When will you bring back my umbrella?
Şemsiyemi ne zaman geri getireceksin?

My parents telegraphed me to come back at once.
Ailem derhal geri gelmem için bana telgraf çekti.

I want my family back.
Ailemi geri istiyorum.

I moved back with my parents.
Ailemle birlikte geri taşındım.

He moved back with his parents.
Ailesi ile birlikte geri taşındı.

She moved back with her parents.
Ailesi ile birlikte geri taşındı.

Let's turn and go back now.
Şimdi dönelim ve geri gidelim.

Are you back home now?
Şimdi evde misin?

I need to get back home now.
Şimdi eve dönmeliyim.

You had better go back home now.
Şimdi eve geri gitsen iyi olur.

Now back away.
Şimdi geri çekil.

Now stand back.
Şimdi geri çekil.

Now step back.
Şimdi geri çekil.

It's too late to turn back now.
Şimdi geri dönmek için çok geç.

I want to go back now.
Şimdi geri dönmek istiyorum.

Come back now.
Şimdi geri gel.

There's no turning back now.
Şimdi geriye dönüş yok.

Everything is now back where it belongs.
Şimdi her şey ait olduğu yere geri döndü.

I'm back at work now.
Şimdi işe dönüyorum.

We can't back out now.
Şimdi vazgeçemeyiz.

You should go back to bed now.
Şimdi yatağa dönmelisin.

I'll make it back in time for supper.
Akşam yemeği için onu zamanında tekrar yapacağım.

Get the money ready by evening or I'll come back with the police.
Akşama kadar parayı hazır et yoksa buraya polisle gelirim.

I have to go shopping; I'll be back in an hour.
Alışveriş yapmaya gitmeliyim, bir saat içinde döneceğim.

I have to go shopping. I'll be back in an hour.
Alışverişe gitmek zorundayım. Bir saat içinde döneceğim.

When did you come back from Germany?
Almanya'dan ne zaman döndün?

I will be back at half past six.
Altı buçukta döneceğim.