Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Uzakta olan Away kelimesinin kullanıldığı toplam 1 adet cümle bulundu. Away ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Away kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

"Keep away from the vertical cliff!" she shouted.
" Dikey kayalıklardan uzak durun!" o bağırdı.

Because of the pills I took, the pain went away.
İçtiğim haptan dolayı, ağrım geçti.

He put his tools away after he had finished.
İşi bitirdikten sonra aletleri yerine koydu.

I'll begin doing the job right away.
İşi derhal yapacağım.

I can't get away from work now.
İşten şimdi uzaklaşamam.

The pain went away because I took the pills.
İlaç aldığım için ağrı geçti.

You wouldn't believe the stuff people throw away.
İnsanların çöpe attığı şeylere inanamazsın.

It is a shameful fact that, while there are lands where people suffer from hunger, within Japan there are many households and restaurants where much food is thrown away.
İnsanların açlık çektiği yerler varken, Japonya'da birçok yiyeceğin atıldığı bir sürü meskenlerin ve restoranların olması yüz kızartıcı bir gerçektir.

The station is 100 meters away.
İstasyon 100 metre uzaklıktadır.

The station is two meters away.
İstasyon iki metre uzakta.

Stow away carefully the clothes you removed.
Çıkardığın giysileri dikkatlice yerine koy.

Farm animals were taken away or killed.
Çiftlik hayvanları uzaklara götürüldü ya da öldürüldü.

He saw the boy jump over the fence and run away.
Çocuğun çitin üzerinden atladığını ve kaçtığını gördü.

The boy ran away without looking back.
Çocuk arkasına bakmadan kaçtı.

The boy ran away when he saw me.
Çocuk beni gördüğünde kaçtı.

The boy ran away.
Çocuk kaçtı.

The boy pushed his plate away.
Çocuk tabağını itti.

Children should be kept away from the pond.
Çocuklar havuzdan uzak tutulmalıdır.

She told her children to put away their toys.
Çocuklara oyuncaklarını yerine koymasını söyledi.

Keep the children away from the knives.
Çocukları bıçaklardan uzak tutun.

Keep children away from the pond.
Çocukları göletten uzak tutun.

Keep children away from medicine.
Çocukları ilaçtan uzak tutun.

With your children away, you must have a lot of free time.
Çocuklarınız uzakta olduğu için, bir sürü boş zamanınız olmalı.

One of the boys suddenly ran away.
Çocuklardan biri aniden kaçtı.

I was very tired, so I fell asleep right away.
Çok yorgundum, bu yüzden hemen uyuyakaldım.

Don't throw away your chance.
Şansınızı boş vererek değerlendirmeyin.

The pain has mostly gone away.
Ağrı çoğunlukla geçti.

The pain never went away.
Ağrı asla gitmedi.

The pain will never go away.
Ağrı asla gitmeyecek.

The pain never goes away.
Ağrı asla gitmez.

The pain will go away.
Ağrı geçecek.

The pain will eventually go away.
Ağrı sonunda bitecek.

Students are expected to stay away from dubious places.
Öğrencilerin şüpheli yerlerden uzak kalması bekleniyor.

They hurried away.
Aceleyle çıktılar.

I ran away in a hurry.
Aceleyle kaçtım.

In case of an emergency, get in touch with my agent right away.
Acil bir durumda, hemen temsilcimle temas kurun.

I must be away on urgent business.
Acil bir iş için çıkmalıyım.

The man got away from the city.
Adam şehirden kaçtı.

The man ran away.
Adam kaçtı.

Did you do your homework? The meeting is only two days away.
Ödevini yaptın mı? Toplantı yalnızca iki gün sonra.

If I knew his address, I would get in touch with him right away.
Adresini bilsem, hemen onunla iletişime geçerdim.

My family will be away for a week.
Ailem bir haftalığına uzakta olacak.

Now go away.
Şimdi defol git.

Now back away.
Şimdi geri çekil.

Now step away.
Şimdi uzaklaş.

Put away your brain and go shopping.
Aklını bir kenara koy ve alışverişe git.

Take it away.
Al götür.

Death is just around the corner and you can't walk away.
Ölüm çok yakında, çekip gidemezsin.

We should do away with the death penalty.
Ölüm cezasını yürürlükten kaldırmalıyız.

America did away with slavery in 1863.
Amerika 1863 yılında köleliği halletmiştir.

The mother missed her daughter who was away at college.
Anne üniversitedeki kızını özledi.

Her mother passed away last year.
Annesi geçen yıl öldü.

I live three blocks away.
Üç blok ötede yaşıyorum.

I'm three blocks away.
Üç blok ötedeyim.

The university decided to do away with this kind of examination.
Üniversite bu tür sınavı kaldırmaya karar verdi.

I have two children away at university.
Üniversitede uzakta iki çocuğum var.

On finishing university, I started working right away.
Üniversiteyi bitirdiğimde, derhal çalışmaya başladım.

After the iron had cooled off, Mary wrapped the electrical cord around the iron, put the iron back on the shelf, folded up the ironing board, and put it away back in the closet.
Ütü soğuduktan sonra Mary elektrik kablosunu ütüye sardı, ütüyü tekrar rafa koydu, ütü masasını katladı ve onu yine dolaba kaldırdı.

I'm sorry, but can't answer right away.
Üzgünüm fakat şu anda cevaplayamam.

We passed the evening away talking with our friends.
Arkadaşlarımızla konuşarak akşamı geçirdik.

The soldier is going away.
Asker uzaklaşıyor.

My fever won't go away.
Ateşim gitmez.

Keep away from the fire.
Ateşten uzak durun.

Stay away from the fire.
Ateşten uzak durun.

That rabbit's getting away with my radishes!
Şu tavşan benim turpları alıp kaçıyor.

Throw away the chairs whose legs are broken.
Ayakları kırık sandalyeleri at.

Poor health kept him away from travel.
Az sağlık onu seyahatten muaf bıraktı.

All the boys went away.
Bütün çocuklar uzaklaştı.

He idled away a whole day.
Bütün bir günü boşa geçirdi.

I plan to throw all of this away. You may take whatever you like.
Bütün bunların hepsini atmayı planlıyorum. İstediğini alabilirsin.

All the boys ran away.
Bütün erkekler kaçtılar.

Let's talk the night away tonight, shall we?
Bütün gece konuşalım, olur mu?

I want all of the furniture taken to our house right away.
Bütün mobilyanın derhal bizim eve götürülmesini istiyorum.

I can't believe you're going to give away all your money.
Bütün paranı bağışlayacağına inanamıyorum.

I went all the way to see her only to find her away from home.
Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm.

My grandmother passed away peacefully last night.
Büyükannem dün gece huzur içinde öldü.

My grandfather passed away three years ago.
Büyükbabam üç yıl önce vefat etti.

My headache has gone away.
Baş ağrım geçti.

I shouldn't have stayed away so long.
Başka yerde o kadar uzun kalmamalıydım.

Father is away from home.
Babam evden uzakta.

My father is away from home.
Babam evden uzaktadır.

My father passed away two years ago.
Babam iki yıl önce vefat etti.

It has been ten years since my father passed away.
Babam vefat edeli on yıl oldu.

Father is away now.
Baban şimdi uzakta.

I'm sorry to hear that your father passed away.
Babanın vefat ettiğini duyduğuma üzüldüm.

Her father passed away last week.
Babası geçen hafta öldü.

He waved me away.
Bana el salladı.

You should've phoned me right away.
Bana hemen telefon etmeliydin.

The bank is three blocks away.
Banka, üç blok ötededir.

The Yankees are running away with the pennant race.
Bayrak yarışında Yankiler fark atıyorlar.

Like it or not, you have to do that right away.
Beğen ya da beğenme, onu hemen yapmak zorundasın.

Maybe Tom will just go away.
Belki Tom sadece gidecek.

I hope to get away from Tokyo for a few days.
Ben birkaç gün için Tokyo'dan uzaklaşmayı umuyorum.

I'll clear these dishes away.
Ben bu bulaşıkları sofradan kaldıracağım.

I'll be there right away.
Ben hemen orada olacağım.

I live an hour away from work.
Ben iş yerimden bir saat uzakta yaşıyorum.

I was away from home all through the summer vacation.
Ben tüm yaz tatili boyunca evden uzaktaydım.

I saw a light far away.
Ben uzakta bir ışık gördüm.

Keep on working while I'm away.
Ben uzaktayken çalışmaya devam et.

My sister took care of the dog while I was away.
Ben uzaktayken kız kardeşim köpeğe baktı.