Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı önlemek olan Avoid kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Avoid ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Avoid kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

Here is a list of things you should avoid eating.
İşte yemekten kaçınman gereken şeylerin bir listesi.

The suspect wanted to avoid being arrested.
Şüpheli tutuklanmaktan kaçınmak istedi.

Singing is an honest and pleasurable entertainment, but one must be careful to avoid singing or taking pleasure in listening to lewd songs.
Şarkı söylemek dürüst ve zevk veren bir eğlence, ama insan müstehcen şarkılar söylememeye veya dinlememeye dikkat etmeli.

You should avoid binge eating.
Aşırı yemekten kaçınmalısın.

Industrialization of the region must be carried out very carefully to avoid environmental destruction.
Bölgenin sanayileşmesi çevresel tahribatı önlemek için çok dikkatli yapılmalıdır.

You should avoid making such a mistake.
Böyle bir hata yapmaktan kaçınmalısın.

You must avoid making such mistakes.
Böyle hatalar yapmaktan kaçınmalısın.

You must be more careful to avoid making a gross mistake.
Büyük bir hata yapmaktan kaçınmak için daha dikkatli olmalısın.

We need to avoid any further delays.
Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.

I tried to avoid conflict.
Ben çatışmadan kaçınmaya çalıştım.

I usually avoid eating meal too much.
Ben genellikle çok yemek yemekten kaçınırım.

I swerved to avoid hitting a skunk.
Bir kokarcayı vurmayı sakınmaktan caydım.

It is essential to keep calm in a time of crisis and avoid going haywire.
Bir kriz anında sakin kalmak ve kontrolü kaybetmemek gereklidir.

Avoid fried foods for a while.
Bir süre kızartılmış yiyeceklerden kaçının.

An expert is someone who knows some of the worst mistakes that can be made in his field, and how to avoid them.
Bir uzman sahasında yapılabilecek en kötü hatalardan bazılarını ve onlardan nasıl sakınacağını bilen biridir.

We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.
Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık.

We took a back road to avoid the heavy traffic.
Biz yoğun trafikten kaçınmak için, bir arka yoldan gittik.

We must avoid calling on others without an appointment.
Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.

By the way, if you translate from Japanese, avoid unowned sentences - there are very many unnatural and just incorrect sentences among them.
Bu arada, Japonca'dan çeviri yaparsan, sahiplenilmemiş cümlelerden uzak dur. Çünkü aralarında bir çok doğal olmayan ve yanlış cümleler var.

You must avoid making those kinds of mistakes.
Bu tür hataları yapmaktan kaçınmalısın.

You should avoid Tom today if at all possible. He's very mad at you.
Bugün mümkünse Tom'dan uzak durmalısın. O sana çok kızgın.

Try to avoid making any more trouble.
Daha fazla sorun çıkarmaktan kaçınmaya çalış.

Defensive driving can help you avoid accidents.
Defansif sürüş kazadan kaçınmana yardımcı olabilir.

You'd better avoid discussion of religion and politics.
Din ve siyasetle ilgili tartışmadan kaçınsan iyi olur.

According to legend, those woods used to be haunted, so people would avoid entering.
Efsaneye göre bu ormanda bir zamanlar hayalatler varmış, o yüzden de insanlar girmezlermiş.

I avoid traveling by air, if I can help it.
Elimden gelse hava yoluyla seyahat etmekten kaçınırım.

We're trying to avoid the bill collectors.
Fatura toplayıcılarını önlemeye çalışıyoruz.

How do you avoid getting sweat in your eyes?
Gözlerine ter kaçırmaktan nasıl kaçınırsın?

How did the thief manage to avoid being caught?
Hırsız yakalanmaktan nasıl kaçınabildi?

The government wanted to avoid controversy.
Hükümet tartışmadan kaçınmak istedi.

I like to feel sad. I know that most people try to avoid any kind of sad feeling. But I think that is wrong.
Hüzünlenmeyi seviyorum. Çoğu insanın üzücü duygudan kaçmaya çalıştığını biliyorum. Fakat sanırım bu yanlış.

What foods do you avoid eating?
Hangi yiyecekleri yemekten kaçınırsın?

What foods, if any, do you avoid eating?
Hangi yiyecekleri, eğer varsa, yemekten kaçınırsınız?

I am trying to avoid any arguments.
Herhangi bir tartışmadan kaçınmaya çalışıyorum.

I stood under a tree to avoid getting wet.
Islanmaktan kaçınmak için bir ağacın altında durdum.

Jeff and Mia are making a last ditch effort to avoid a divorce.
Jeff ve Mia boşanmayı önlemek için son bir çaba sarfediyorlar.

Jim was able to hold back his anger and avoid a fight.
Jim öfkesine hakim oldu ve bir kavgadan kaçabildi.

Try to avoid bad company.
Kötü şirketten kaçınmaya çalışın.

There are a lot of problems we can't avoid.
Kaçınamadığımız bazı sorunlar vardır.

Please try your best to avoid accidents.
Lütfen kazaları önlemek için elinizden geleni yapın.

I will try to avoid tunnels as much as possible.
Mümkün olduğu kadar tünellerden kaçınmaya çalışacağım.

Sometimes the Allies could not avoid battle.
Müttefikler bazen savaştan kaçınamadı.

Mary pretended she was sick to avoid going to school.
Mary okula gitmekten kaçınmak için hasta gibi davrandı.

Avoid it at all cost.
Ne pahasına olursa olsun bundan sakın.

She was blinded by the glare of headlights and could not avoid the accident.
O, farların parlamasıyla kör oldu ve kazadan kaçınamadı.

I'd rather avoid it.
Ondan kaçınmayı tercih ederim.

They can't avoid the traffic.
Onlar trafikten kaçınamaz.

I've been trying to avoid him.
Onu önlemeye çalışıyorum.

I've been trying to avoid her.
Onu önlemeye çalışıyorum.

I tried to avoid looking at her eyes.
Onun gözlerine bakmaktan kaçınmaya çalıştım.

I heard that one way to stay healthy is to avoid eating any food with unpronounceable ingredients.
Sağlıklı kalmanın tek yolu telaffuz edilemeyen maddelerden yapılmış bir yiyeceği yemekten kaçınmaktır.

Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.
Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.

We should avoid writing sentences that are disrespectful, offensive or hateful.
Saygısız,saldırgan ve nefret dolu cümleler yazmaktan kaçınmamız gerekir.

Don't avoid my question.
Sorumu savuşturma.

The question is how to avoid nuclear war.
Sorun nükleer savaştan nasıl kaçınılacağıdır.

The only useful knowledge is that which teaches us how to seek what is good and avoid what is evil.
Tek yararlı bilgi iyi olanı nasıl arayacağımızı ve kötü olandan nasıl kaçınacağımızı öğretendir.

Tom is trying to avoid drinks with sugar.
Tom şekerli içeceklerden kaçınmaya çalışıyor.

Tom suddenly slammed on the brakes to avoid hitting a dog.
Tom bir köpeğe çarpmaktan kaçınmak için aniden frene bastı.

Tom wore gloves to avoid leaving his fingerprints on the murder weapon.
Tom cinayet silahında parmak izlerini bırakmaktan kaçınmak için eldivenler giydi.

Tom advised us to leave early and avoid the morning traffic.
Tom erken ayrılmamızı ve sabah trafiğinden kaçınmamızı bize tavsiye etti.

Tom tries to avoid traveling by air.
Tom hava yoluyla seyahat etmekten kaçınmaya çalışır.

Tom wants to avoid everything.
Tom her şeyden kaçınmak istiyor.

Tom always tries to avoid trouble.
Tom her zaman sorundan kaçınmaya çalışır.

Tom did his best to avoid making eye contact with Mary.
Tom Mary ile göz temasından kaçınmak için elinden geleni yaptı.

Tom is trying to avoid arguing with Mary.
Tom Mary ile tartışmaktan kaçınmaya çalışıyor.

Tom has been trying to avoid Mary.
Tom Mary'den kaçmaya çalışıyor.

Tom tried to avoid looking at Mary.
Tom Mary'ye bakmaktan kaçınmaya çalıştı.

Even though I'd been trying to avoid Tom, I ran into him in front of the library.
Tom'dan kaçınmaya çalışmama rağmen, kütüphanenin önünde ona rastladım.

He was caught trying to avoid getting arrested.
Tutuklanmaktan kaçınmaya çalışırken yakalandı.

I hope you can avoid all the stupid mistakes that amateurs usually make.
Umarım amatörlerin genellikle yaptığı bütün aptalca hatalardan kaçınabilirsin.

I hope you can avoid all the stupid mistakes that amateurs usually make.
Umarım amatörlerin genellikle yaptığı bütün aptalca hatalardan kaçınabilirsin.

As I'm not good at swimming, I avoid swimming out of my depth.
Yüzmede iyi olmamamdan dolayı, derinliğimin altındaki yerlerde yüzmekten kaçınırım.

Since I'm not so good at swimming, I avoid swimming in water that's over my head.
Yüzmeyi çok iyi bilmediğim için, boyumu aşan suda yüzmekten sakınırım.

Avoid crossing this street when it is raining.
Yağmur yağarken bu caddeyi geçmekten kaçının.

This new product has been checked twice this week in order to avoid any problem during the installation.
Yeni ürün, kurulum sırasında herhangi bir sorun çıkmasın diye bu hafta iki kez kontrol edildi.

He took a detour to avoid the heavy traffic.
Yoğun trafikten kaçınmak için tali yoldan gitti.

She started early in order to avoid the rush hour.
Yoğunluğa takılmamak için erken başladı.

"Is there anything that I need to avoid when I recover from giving birth?" "Yes, getting pregnant."

"Walakum-us-Salam, Al-Sayib!" Dima replied, but raised the volume on his phone this time, so as to avoid making this a duplicate sentence. "What are you up to these days?"

A lie said to avoid hurting someone's feelings and expectations is called a "white lie."

A new book expected to come out this semester is about how to avoid financial problems in difficult times.

A reason to avoid cars and public transports is, considering the costs said above, that some of you could not afford all the expenses, so there is the need to reduce these expenses when possible.

A vegan diet is no guarantee of a good diet, unless the only goal is to avoid killing animals.

According to legend, the wood used to be haunted, so people would avoid it.

After all, even salesmen are desperate to avoid being targeted for downsizing.

All major economies must step up to the plate if we are to avoid the dangerous consequences of climate change.

Another thing to avoid is to use too much praise.

Avoid bad company.

Avoid drinking too much water with your meals.

Avoid each other's society.

Avoid heavy labor It will be better in two weeks.

Avoid loud and aggressive persons, they are vexations to the spirit.

Avoid me and I will follow; follow me and I will avoid you.

Avoid opening the window; I have no great desire to feel air currents on my back.

Avoid prolonged use of the console. To help prevent eye strain, take a break of about 15 minutes during every hour of play.

Avoid smoking to excess.

Avoid the danger of slipping on the ice.

Avoid them completely!

Avoid those men who are idle.

Book your flight now to avoid disappointment.