Poverty is not an accident. Like slavery and apartheid, it is man-made and can be removed by the actions of human beings.
Yoksulluk tesadüf değildir. Kölelik ve apartheid gibi insan üründür ve insan etkinlikleriyle ortadan kaldırılabilir.
Six families live in this apartment house.
Altı aile bu dairede yaşıyor.
The apartment is cheap, but it only has communal bathrooms.
Apartman ucuz fakat sadece ortak banyoları var.
I'm busy looking for an apartment.
Ben bir daire aramakla meşgulüm.
I found an apartment.
Ben bir daire buldum.
My apartment is near here.
Benim apartman dairem buraya yakın.
My apartment is near.
Benim apartman yakındır.
My apartment is on the fourth floor.
Benim apartmanım dördüncü kattadır.
I think that a man is watching our apartment.
Bir adamın bizim daireyi izlediğini düşünüyorum.
Finding an apartment can be difficult.
Bir apartman dairesi bulmak zor olabilir.
We rented an apartment.
Bir apartman kiraladık.
I live in an apartment.
Bir apartmanda yaşıyorum.
Did you rent an apartment?
Bir daire kiraladın mı?
I share an apartment with my brother.
Bir daireyi erkek kardeşimle paylaşıyorum.
I share an apartment with Tom.
Bir daireyi Tom'la paylaşıyorum.
Someone broke into my apartment.
Birisi apartman daireme zorla girdi.
She lives in an apartment above us.
Bizim üstümüzde bir apartman dairesinde yaşar.
I lived in a three-room apartment when I lived in Boston.
Boston'da yaşadığımda üç odalı bir dairede yaşadım.
I rented an apartment when I lived in Boston.
Boston'da yaşadığımda bir daire kiraladım.
This is a great apartment.
Bu harika bir daire.
Cornelius Gurlitt had hidden 1400 works of art stolen by the Nazis in his apartment.
Cornelius Gurlitt Naziler tarafından çalınan 1400 sanat eserini dairesinde saklamıştı.
She rented a four-room apartment.
Dört odalı daire kiraladı.
Someone broke into my apartment last night.
Dün gece daireme biri girmiş.
She has a a tidy apartment.
Düzenli bir dairesi var.
The apartment consists of three small rooms and a bath.
Daire üç küçük oda ve bir banyodan oluşuyor.
My apartment gets plenty of sunshine.
Dairem bol güneş ışığı alır.
Get out of my apartment.
Dairemden çıkın.
It was very hard for me to find your apartment.
Daireni bulmam çok zordu.
I love your apartment.
Daireni seviyorum.
She shared the apartment with her friends.
Daireyi arkadaşlarıyla paylaştı.
We rented the apartment.
Daireyi kiraladık.
What were you doing in my apartment?
Evimde ne yapıyordun?
Recently I moved to another apartment.
Geçenlerde yeni bir daireye taşındım.
We're moving out of this apartment next month.
Gelecek ay bu daireden taşınıyoruz.
We rented the apartment by the week.
Haftalık apartman dairesi kiraladık.
Helen and Kathy rented an apartment in a suburb of Tokyo.
Helen ve Kathy Tokyo'nun bir banliyösünde bir daire kiraladı.
I soon grew to love my apartment.
Kısa sürede dairemi sevdim.
My brother is looking for an apartment.
Kardeşim bir daire arıyor.
I'm looking for an apartment to rent.
Kiralamak için bir apartman dairesi arıyorum.
What happened? There's water all over the apartment.
Ne oldu? Dairenin her yerinde su var.
What happened? There's water in the whole apartment.
Ne oldu? Tüm apartman dairesinde su var.
We rented an apartment when we lived in New York.
New York'ta yaşarken bir apartman dairesi kiraladık.
He lives in an apartment.
O, apartmanda yaşıyor.
She lives in an apartment.
O, apartmanda yaşıyor.
He lives alone in an apartment.
O, bir apartman dairesinde tek başına yaşıyor.
She lives in an apartment alone.
O, bir apartmanda yalnız yaşar.
It isn't a real apartment.
O, gerçek bir daire değildir.
She lives with him in a small apartment.
O, küçük bir apartmanda onunla birlikte yaşar.
He found a nice apartment for Mary.
O, Mary için güzel bir daire buldu.
That's Tom's apartment.
O, Tom'un dairesi.
I found him a nice apartment.
Ona güzel bir daire buldum.
They rented an apartment.
Onlar bir daire kiraladı.
Have you seen their new apartment?
Onların yeni dairesini gördün mü?
Peter has been trying to find a new apartment for some time.
Peter bir süre için yeni bir daire bulmak için çalışıyor.
I think it's time I moved to a smaller apartment.
Sanırım daha küçük bir daireye taşınmamın vakti geldi.
There have been a lot of complaints in the last few days about the amount of noise coming from your apartment.
Son birkaç gün içinde apartmanınızdan gelen gürültünün miktarı hakkında çok sayıda şikayet var.
Tom needs to find an apartment not too far from where he works.
Tom çalıştığı yerden çok uzakta olmayan bir daire bulmalı.
Tom currently lives alone in a small apartment.
Tom şu anda küçük bir dairede yalnız yaşıyor.
Tom lives in an apartment not far from my place.
Tom benim yerimden uzakta olmayan bir apartmanda yaşıyor.
Tom lives alone in an apartment.
Tom bir apartman dairesinde yalnız yaşıyor.
Tom lives in a three-bedroom apartment in downtown Boston.
Tom Boston'da şehir merkezinde üç-yatakodalı bir apartmanda yaşıyor.
Tom lives on the third floor of this apartment building.
Tom bu apartmanın üçüncü katında yaşar.
Tom walked into his messy apartment.
Tom dağınık dairesine gitti.
Tom quietly opened the apartment door.
Tom daire kapısını sessizce açtı.
Tom was sitting alone in his apartment.
Tom dairesinde yalnız oturuyordu.
Tom climbed up the stairs to his apartment.
Tom dairesine giden merdivenleri tırmandı.
Tom locked the door after he entered his apartment.
Tom dairesine girdikten sonra kapıyı kilitledi.
Tom walked into the apartment.
Tom daireye girdi.
Tom isn't in the apartment, but Mary is.
Tom evde değil ama Mary orada.
Tom always worried about getting locked out of his own apartment.
Tom her zaman kendi apartmanından kovulma endişesi yaşadı.
Tom had to empty his apartment in two days.
Tom iki gün içerisinde apartmanını boşaltmak zorundaydı.
Tom parked as close to Mary's apartment building as he could.
Tom mümkün olduğu kadar Mary'nin apartmanına yakın parketti.
Tom has just arrived at Mary's apartment.
Tom Mary'nin dairesine az önce geldi.
Tom waited an hour in the hallway outside Mary's apartment.
Tom Mary'nin dairesinin dışındaki koridorda bir saat bekledi.
Tom thought it was Mary who had broken into his apartment.
Tom onun dairesine zorla girenin Mary olduğunu düşündü.
Tom lived in a one-bedroom apartment.
Tom tek yatak odalı bir apartmanda yaşadı.
Tom was awoken by a Mary singing in the next apartment.
Tom yan dairede şarkı söyleyen Mary diye biri tarafından uyandırıldı.
Tom just moved into a new apartment.
Tom yeni bir daireye taşındı.
Tom shared the apartment with Mary and three other friends.
Tom, Mary ve diğer üç arkadaşı ile daireyi paylaştı.
Tom's apartment is located within walking distance of the city center.
Tom'un dairesi şehir merkezine yürüme mesafesinde bulunmaktadır.
Tom's apartment is a real mess.
Tom'un dairesi gerçek bir mezbelelik.
Tom's apartment is within walking distance of the train station.
Tom'un dairesi tren istasyonundan yürüme mesafesindedir.
Does Tom have a key to Mary's apartment?
Tom'un Mary'nin dairesi için bir anahtarı var mı?
The old man lived in the three-room apartment.
Yaşlı adam üç odalı bir apartmanda yaşıyordu.
The Yamada family lives in the apartment below this one.
Yamada ailesi buranın altındaki dairede yaşıyor.
It will cost me a lot to furnish my new apartment.
Yeni apartmanımı döşemek bana çok fazlaya mal olacak.
Furnishing a new apartment requires large expenses.
Yeni bir daireyi döşemek büyük harcamalar gerektirir.
I love my new apartment because it's very close to the station.
Yeni dairemi seviyorum çünkü istasyona çok yakın.
"Did you like my apartment?" "Yes, it is very comfortable."
"Where's your tarantula?" "I don't know. I think she's somewhere in the apartment."
A large bathroom with natural daylight belongs to this apartment.
A tall man intruded into my apartment with a gun.
A three-room apartment suits our family nicely.
