Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Katılıyorum olan Agree kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Agree ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Agree kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

"I agree with him." "So do I."
"Ona katılıyorum." "Ben de."

We both agree.
İkimiz de aynı fikirdeyiz.

Oysters don't agree with me.
İstiridye bana iyi gelmiyor.

Most people agree.
Çoğu kişi aynı fikirde.

Frankly speaking, I don't agree with you.
Açıkça söylemek gerekirse, seninle aynı fikirde değilim.

I can't agree to your proposal on the ground that it is not fair and reasonable.
Adil ve makul olmadığından dolayı önerinizi kabul edemem.

Do you agree that we should leave now?
Şimdi gitmemiz gerektiği konusunda aynı fikirde misin?

What would happen if two powerful nations with different languages - such as United States and China - would agree upon the experimental teaching of Esperanto in elementary schools?
Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi farklı dilleri olan iki güçlü devlet ilköğretim okullarında Esperanto deneysel öğretimi üzerinde anlaşmaya varsalardı ne olurdu?

He would not agree to our proposal.
Önerimizi kabul etmedi.

I agree to your proposal.
Önerini kabul ediyorum.

There's a lot we can agree on.
Anlaşabileceğimiz bir sürü şey var.

I'm glad we agree.
Anlaştığımıza memnun oldum.

I can't agree more.
Artık aynı fikirde değilim.

In fact, Grant did not agree.
Aslında, Grant kabul etmedi.

He seems not to agree.
Aynı fikirde değil gibi görünüyor.

Don't you agree?
Aynı fikirde değil misin?

We didn't agree.
Aynı fikirde değildik.

I don't agree.
Aynı fikirde değilim.

I do not agree.
Aynı fikirde değilim.

President Jackson did not agree.
Başkan Jackson onaylamadı.

I took it for granted that she would agree with me.
Bana katılmayacağına hiç ihtimal vermemiştim.

Some people seem to agree with you.
Bazı insanlar seninle aynı fikirde gibi görünüyor.

I cannot agree to your proposal.
Ben önerini kabul edemem.

I agree to this plan.
Ben bu planı kabul ediyorum.

I don't usually agree with Tom about anything.
Ben genellikle herhangi bir şey hakkında Tom'la aynı fikirde değilim.

I generally agree with her.
Ben genellikle ona katılıyorum.

I really agree with what you're saying.
Ben gerçekten dediklerine katılıyorum.

I agree with you absolutely.
Ben kesinlikle size katılıyorum.

I agree with that opinion.
Ben o görüşe katılıyorum.

I can't agree with you here.
Ben o hususta sana katılmıyorum.

I can't agree with you on that point.
Ben o hususta size katılamam.

I can't necessarily agree with you on that point.
Ben o konuda zorunlu olarak seninle aynı fikirde olamam.

I agree with his opinion.
Ben onun fikrine katılıyorum.

I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult.
Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.

I agree with your opinion.
Ben senin görüşüne katılıyorum.

I cannot agree with you.
Ben seninle aynı fikirde olamam.

I agree completely.
Ben tamamen katılıyorum.

I don't wholly agree with you.
Ben tamamen sizinle aynı fikirde değilim.

I agree with your opinion about taxes.
Ben vergiler hakkındaki fikrinize katılıyorum.

I agree with you to a degree.
Ben, bir dereceye kadar sizinle aynı fikirdeyim.

My sponsor was willing to agree to my suggestion.
Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.

Do you agree with me?
Benimle aynı fikirde misiniz?

I agree with what you say to some extent.
Bir ölçüde söylediklerine katılıyorum.

I agree with you to a certain extent.
Bir ölçüde seninle aynı fikirdeyim.

Britain was in no hurry to agree on a peace treaty.
Bir barış anlaşması üzerinde anlaşmak için İngiltere'nin hiç acelesi yoktu.

When we hear of a divorce we assume that it was caused by the inability of those two people to agree upon fundamentals.
Bir boşanma duyduğumuzda biz bunun o iki kişinin temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varma yetersizliğinden kaynaklandığını varsayıyoruz.

I agree with you to some extent.
Bir yere kadar seninle aynı fikirdeyim.

Even though we disagree on many things, there are some things we agree on.
Birçok şeyde ihtilafa düşmemize rağmen anlaştığımız bazı şeyler var.

Many people would agree with you.
Birçok insan sizinle aynı fikirde olurdu.

We will never agree.
Biz asla anlaşamayacağız.

We agree.
Biz aynı fikirdeyiz.

We agree on this point.
Biz bu konuda hemfikiriz.

We all agree with you.
Biz hepimiz seninle aynı fikirdeyiz.

We agree from time to time.
Biz zaman zaman katılıyoruz.

I gather that they'll agree with us.
Bizimle aynı fikirde olacaklarını düşünüyorum.

Bob did not agree to the plan.
Bob planı kabul etmedi.

To what extent do you agree or disagree with this definition of success?
Bu başarı tanımına ne ölçüde katılıyorsunuz veya katılmıyorsunuz?

In that respect, I agree with you completely.
Bu bağlamda, ben tamamen sizinle aynı fikirdeyim.

I don't agree with you on this point.
Bu hususta seninle aynı fikirde değilim.

To what extent do you agree or disagree with this statement?
Bu ifadeye ne ölçüde katılıyorsunuz veya katılmıyorsunuz?

This climate doesn't agree with me.
Bu iklim bana iyi gelmiyor.

I can't agree with them on this matter.
Bu konuda onlarla aynı fikirde olamam.

I agree with you on this issue.
Bu konuda seninle aynı fikirdeyim.

I agree with you on this point.
Bu konuda seninle aynı fikirdeyim.

We can not agree with you on this point.
Bu konuda size katılamayız.

I don't agree with you on the matter.
Bu konuda size katılmıyorum.

I can't agree with you on this point.
Bu konuda size katılmıyorum.

I can't agree with you on this matter.
Bu konuda sizinle aynı fikirde olamam.

I agree with you about that.
Bu konuda sizinle aynı fikirdeyim.

I agree with Tom on this.
Bu konuda Tom'la aynı fikirdeyim.

I don't agree with this.
Buna katılmıyorum.

We agree on that.
Bunda hemfikiriz.

I agree this is bad.
Bunun kötü olduğunu kabul ediyorum.

The climate here doesn't agree with me.
Buradaki iklim bana iyi gelmiyor.

The climate here does not agree with me.
Buradaki iklim bana yaramıyor.

Clay did not agree with all of Adams's policies.
Clay Adams'ın tüm politikaları ile aynı fikirde değildi.

The fish I ate yesterday did not agree with me.
Dün yediğim balık bana dokundu.

I agree with what you said.
Dediğine katılıyorum.

Dick forced me to agree with his plan.
Dick onun planını kabul etmem için beni zorladı.

I agree on an emotional level, but on the pragmatic level I disagree.
Duygusal bir düzeyde katılıyorum ama pragmatik düzeyde katılmıyorum.

If you ask me, I don't agree with that.
Eğer bana sorarsan, buna katılmıyorum.

Edward Everett did not agree with Lincoln.
Edward Everett Lincoln ile aynı fikirde değildi.

Can't we just agree to disagree?
Fikir ayrılığında uzlaşamaz mıyız?

I agree with some of your opinions.
Fikirlerinden bazılarına katılıyorum.

I'll agree to the terms if you lower the price.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.

I usually agree with her.
Genellikle onu kabullenirim.

I don't agree with the government's policy on education.
Hükümetin eğitim politikasına katılmıyorum.

One important thing to remember is that Americans may remain silent when you say something they don't agree with.
Hatırlanması gereken önemli bir şey onların kabul etmediği bir şey söylediğinizde Amerikalıların sessiz kalabilmeleridir.

No, I agree.
Hayır, kabul ediyorum.

I agree with both Tom and Mary.
Hem Tom hem de Mary ile aynı fikirdeyim.

We agree to start at once.
Hemen başlama kararı aldık.

We all agree that we should leave early.
Hepimiz erken gitmemiz gerektiği konusunda anlaştık.

We all agree to the new plan.
Hepimiz yeni plana katılıyoruz.

I'm sure we all agree.
Hepimizin kabul ettiğine eminim.

Don't you all agree?
Hepiniz aynı fikirde değil misiniz?

We never seem to be able to agree on anything.
Her şeyi kararlaştırabilecek gibi görünmüyoruz.

I partly agree with you.
Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.

Fried food does not agree with me.
Kızartılmış yiyecek bana yaramıyor.

I thought you'd agree.
Kabul edeceğini düşündüm.

I agree.
Kabul ediyorum.