Türkçe kelime anlamı Tapıyorum olan Adore kelimesinin kullanıldığı toplam 49 adet cümle bulundu. Adore ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.
The students adore the new English teacher.
Öğrenciler yeni İngilizce öğretmenlerini çok seviyor.
I adore poetry and music.
Şiir ve müziğe bayılırım.
I adore the opera.
Ben operayı çok seviyorum.
I simply adore reading.
Ben sadece okumayı çılgıncasına seviyorum.
We adore picnics.
Biz pikniği çok severiz.
I adore your hands.
Ellerine bayılıyorum.
It is important, in any age, to adore God and to respect one's parents.
Herhangi bir yaşta Allah'a tapmak ve ebeveynlere saygı duymak daha önemlidir.
They adore Tom.
Onlar Tom'a tapıyorlar.
They adore you.
Onların hepsi sana tapıyorlar.
I adore you.
Sana tapıyorum.
I just adore your new hat.
Yeni şapkana tam anlamıyla bayılıyorum.
I adore elephants.
I adore going to the cinema.
I adore my clients.
I adore that place.
I adore the sound of banjos.
I adore your comments.
I would adore living in Paris.
The one I adore is off the market.
We adore going on picnics.
We have a cat, and we all adore him.
He adored his school.
O, okuluna hayrandı.
His family adored him and in a sense he was spoiled by them.
His family adored him; in a sense he was spoiled by them.
His students adored him.
I took it for granted that they adored Hannah.
Our parents adored me.
The young professor is adored by the girl students.
This elephant is adored by small children.
Your parents adored me.
Mary adores her baby's cute, round face.
Mary bebeğinin sevimli, yuvarlak yüzünü çok seviyor.
She adores him.
O onu çok sever.
She adores her older brother.
O, ağabeyini çok seviyor.
He adores his grandfather.
O, büyük babasına tapar.
He adores the movies.
O, filmleri çok seviyor.
She adores cats.
O, kedileri seviyor.
Tom adores me.
Tom beni çok seviyor.
Tom adores Mary.
Tom Mary'yi delicesine seviyor.
Tom adores you.
Tom seni delicesine seviyor.
Tom adores Mary and follows her everywhere she goes.
Tom, Mary'ye tapıyor ve onun gittiği her yerde onu takip ediyor.
He adores going to the theater.
He adores him.
He adores it.
Lyusya adores social-realistic novels. They're very optimistic.
My sister adores music.
She adores animals.
She adores cakes.
She adores her elder brother.
She adores it.
