Aranacak Kelime ›

Türkçe kelime anlamı Yurt dışında olan Abroad kelimesinin kullanıldığı toplam 80 adet cümle bulundu. Abroad ile ilgili cümleleri ve bu örnek cümlelerin türkçe anlamlarını altında bulabilirsiniz.

Abroad kelimesiyle ilgili örnek Cümleler

He often goes abroad on business.
İş için sık sık yurt dışına çıkar.

It is estimated that only a few hundred pandas remain, with a small number of them being raised in zoos in China and abroad.
Çin'de ve yurt dışında hayvanat bahçelerinde yetiştirilen birkaç tane ile birlikte, sadece birkaç yüz pandanın kaldığı tahmin edilmektedir.

The circumstances did not allow me to go abroad.
Şartlar benim yurt dışına gitmeme izin vermedi.

The number of students going abroad to study is increasing each year.
Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.

The teacher encouraged me to study abroad.
Öğretmen beni yurt dışında eğitim için teşvik etti.

Our teacher will return from abroad in August.
Öğretmenimiz ağustosta yurt dışından dönecek.

He deserted his family and went abroad.
Ailesini terk etti ve yurt dışına gitti.

My uncle lived abroad for many years.
Amcam yıllarca yurt dışında yaşadı.

Is your uncle still abroad?
Amcan hâlâ yurt dışında mı?

I'm thinking of going abroad next year.
Önümüzdeki sene yurt dışına çıkmayı planlıyorum.

I'm going abroad next summer.
Önümüzdeki yaz yurt dışına gidiyorum.

My mother allowed me to go abroad.
Annem yurt dışına gitmem için izin verdi.

A friend of mine is studying abroad.
Arkadaşlarımdan biri yurt dışında öğrenim görüyor.

A friend of mine showed me all the dolls he had bought abroad.
Arkadaşlarımdan biri yurt dışında aldığı bütün oyuncak bebekleri bana gösterdi.

Up to now I've never been abroad.
Şu ana kadar hiç yurt dışında bulunmadım.

That ship goes abroad from this port.
Şu gemi bu limandan yurt dışına gider.

My father has never been abroad.
Babam asla yurt dışında bulunmadı.

My father is now traveling abroad.
Babam şimdi yurt dışına seyahat ediyor.

My father has just returned from abroad.
Babam az önce yurt dışından döndü.

My father told me I couldn't go abroad alone.
Babam bana yurt dışına yalnız gidemeyeceğimi söyledi.

My father sometimes goes abroad.
Babam bazen yurtdışına gider.

My father is going to go abroad next week.
Babam gelecek hafta yurt dışına gidecek.

My father will travel abroad next year.
Babam gelecek yıl yurt dışına gidecek.

My father often goes abroad on business.
Babam sık sık iş için yurt dışına gider.

My father consented to my going abroad.
Babam yurt dışına gitmemi onaylamadı.

He gave up going abroad to study because of his father's sudden death.
Babasının ani ölümü nedeniyle, eğitim için yurtdışına gitmekten vazgeçti.

We're planning to spend our honeymoon abroad.
Balayımızı yurt dışında geçirmeyi planlıyoruz.

I want to go abroad next year.
Ben önümüzdeki yıl yurt dışına gitmek istiyorum.

I intend to study abroad next year.
Ben önümüzdeki yıl yurt dışında öğrenim yapmak niyetindeyim.

If I had studied English harder when I was at college, I could travel abroad at any time.
Ben üniversitede iken sıkı İngilizce eğitimi alsaydım, herhangi bir zamanda yurtdışına seyahat edebilirdim.

I was abroad on an assignment.
Ben bir görev için yurt dışındaydım.

I want to go abroad someday.
Ben bir gün yurt dışına gitmek istiyorum.

If I were young, I would go abroad.
Ben genç olsam, yurtdışına giderim.

I had intended to go abroad.
Ben yurt dışına gitmeye niyet etmiştim.

I had planned to go abroad.
Ben yurt dışına gitmeyi planladım.

I decided to study abroad.
Ben yurt dışında öğrenim görmeye karar verdim.

I wish to go abroad.
Ben yurtdışına gitmek istiyorum.

I was able to study abroad by virtue of the money.
Ben, para sayesinde yurtdışında eğitim yapabildim.

My sat nav doesn't work abroad.
Benim uydu navigasyon cihazı yurt dışında çalışmıyor.

The scientist is famous both at home and abroad.
Bilimci hem yurt içinde hem de yurt dışında ünlüdür.

I'd like to go abroad one day.
Bir gün yurt dışına çıkmak isterim.

I'd like to go abroad someday.
Bir gün yurt dışına gitmek istiyorum.

He was sent abroad as a correspondent.
Bir muhabir olarak yurt dışına gönderildi.

Is this your first trip abroad?
Bu sizin yurt dışına ilk seyahatiniz mi?

I have been abroad several times this year.
Bu yıl defalarca yurt dışında bulundum.

I can't go abroad this year.
Bu yıl yurtdışına gidemedim.

I am going abroad this summer.
Bu yaz yurt dışına gidiyorum.

Don't figure on going abroad this summer.
Bu yaz yurt dışına gitmeyi bekleme.

We had hoped to go abroad this summer.
Bu yaz yurt dışına gitmeyi ummuştuk.

We are going to travel abroad this summer.
Bu yaz yurt dışına seyahat edeceğiz.

Did you ever travel abroad by ship?
Bugüne kadar gemi ile yurtdışına seyahat ettin mi?

The scholarship enabled him to study abroad.
Burs onun yurt dışında eğitim yapmasını sağladı.

The scholarship enabled her to study abroad.
Burs onun yurt dışında eğitim yapmasını sağladı.

He returned from abroad yesterday.
Dün yurt dışından döndü.

He remained abroad later on.
Daha sonra yurt dışında kaldı.

If you are going abroad, it's necessary to have a passport.
Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.

Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad.
Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir.

My parents objected to my studying abroad.
Ebeveynlerim yurt dışında eğitim yapmama itiraz etti.

My brother wants to study abroad.
Erkek kardeşim yurt dışında eğitim görmek istiyor.

My old friend wrote to me, informing me of his return from abroad.
Eski arkadaşım bana yazdı, yurt dışından dönüşü ile ilgili bilgi verdi.

Our company has many clients from abroad.
Firmamızın yurt dışından birçok müşterisi var.

He has a plan to go abroad next year.
Gelecek yıl yurt dışına gitmek için bir planı var.

I am thinking of going abroad next year.
Gelecek yıl yurt dışına gitmeyi düşünüyorum.

I will go abroad next year.
Gelecek yıl yurtdışına gideceğim.

I want to study abroad next year.
Gelecek yıl yurtdişinda öğrenim yapmak istiyorum.

I advise you to go abroad while young.
Gençken yurtdışına gitmeni tavsiye ederim.

Young people are eager to go abroad.
Gençler yurt dışına gitmekte çok hevesli.

He speaks as if he had really studied abroad.
Gerçekten de yurtdışında eğitim görmüş gibi konuşuyor.

More and more couples go on honeymoon trips abroad.
Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.

My decision to study abroad surprised my parents.
Gurbette okuma kararım ebeveynlerimi şaşırttı.

He's never been abroad in his life.
Hayatı boyunca hiç yurt dışında bulunmadı.

He lived abroad for much of his life.
Hayatının çoğunu yurt dışında yaşadı.

Whenever I go abroad, I suffer from jet lag and diarrhea.
Her ne zaman yurtdışına gitsem saat farkı ve ishalden rahatsız olurum.

We go abroad every summer.
Her Yaz yurt dışına gideriz.

Anybody and everybody wants to go abroad.
Herhangi biri ve herkes yurtdışına gitmek ister.

I have never been abroad.
Hiç yurt dışında bulunmadım.

Have you ever been abroad?
Hiç yurtdışında oldun mu?

Japan imports various raw materials from abroad.
Japonya yurtdışından birçok önemli ham madde ithal eder.

My wife telephones me often when I am abroad.
Karım bana sıklıkla telefon eder yurtdışında olduğumda.

Ken decided to go abroad.
Ken yurt dışına gitmeye karar verdi.

Ken decided on going abroad.
Ken yurtdışına gitmeye karar verdi.

Mary's dream of going abroad finally became a reality.
Mary'nin yurt dışına gitme hayali sonunda gerçek oldu.

I know that Mary went abroad.
Mary'nin yurtdışına gittiğini biliyorum.

I plan to go abroad as soon as I graduate.
Mezun olur olmaz yurt dışına gitmeyi planlıyorum.

Nancy didn't mind living abroad by herself.
Nancy tek başına yurt dışında yaşamayı istemiyordu.

How long have you been abroad?
Ne kadar süredir yurt dışındasınız?

Why do you want to study abroad?
Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?

He is now planning to study abroad next year.
O şimdi gelecek yıl yurt dışında eğitim yapmayı planlıyor.

He just returned from abroad.
O az önce yurt dışından döndü.

He asked me if I wanted to go abroad.
O bana yurt dışına gitmeyi isteyip istemediğimi sordu.

In those days, few people could travel abroad.
O günlerde çok az sayıda kişi yurtdışına seyahat edebiliyordu.

He fell ill, and therefore he gave up going abroad.
O hastalandı, ve bu yüzden yurt dışına gitmekten vazgeçti.

She advised him to go abroad while he was still young.
O ona hâlâ gençken yurt dışına gitmesini tavsiye etti.

He has gone abroad by himself.
O tek başına yurt dışına gitti.

She is keen to go abroad.
O yurt dışına gitmek için hevesli.

He hopes to go abroad.
O yurt dışına gitmeyi umuyor.

He likes to travel abroad.
O yurt dışında seyahat etmeyi sever.

She is living abroad.
O yurt dışında yaşıyor.

He is abroad.
O yurt dışında.

When she was abroad, she often used Skype.
O yurt dışındayken, sık sık Skype kullandı.